Fizyolojinin amacı, yaşamın başlangıcı, gelişimi ve ilerlemesinden sorumlu olan fiziksel ve kimyasal etkenleri açıklamaktır.
Çok basit bir virüsten, en büyük ağaca ya da karmaşık yapıdaki insana dek her yasam biciminin kendine özgü işlevsel özellikleri vardır. Bu yüzden fizyolojinin çok geniş olan kapsamı ‘virüs fizyolojisi, bakteri fizyolojisi, hücresel fizyoloji, bitkisel fizyoloji, insan fizyolojisi’ gibi bölümlere ve bir çok alt bölümlere ayrılabilir.
İnsan fizyolojisi, insan vücudunun canlılığını sağlayan özgül nitelikler ve mekanizmalar ile ilgilenir. Gercek şu ki, biz canlılığımızı neredeyse tümüyle kendi kontrolümüzün dışında sürdürürüz. Açlık bizi besin aramaya, korku güvenlik arayışına, üşüme duyusu bizi sıcak bir ortam aramaya zorlar ve diğer güdüler bizi eş aramaya ve çoğalmaya iter. Bu açıdan insan canlı bir robottur. Biz algılayan, hisseden ve öğrenen varlıklar olarak yaşamın bu otomatik dizilisinin bir parçasıyız.
Bir öntrenörün sporcusunu antrene ederken, bu sistemi biliyor ve antrenman programını buna göre planlıyor olması gerekmektedir.
İşte bu sebeple Egzersiz Fizyolojisi her antrenörün edinmesi gereken bir bilgi selidir.